SIKÇA SORULAN SORULAR
Pamuk önce romanı yazıp, sonra müzeyi mi yaptı?
Pamuk ta baştan, 1990’lardan beri romanı ve müzeyi birlikte düşündü. Romanı, müzeyi düşünerek ve sergilenecek eşyaları toplayarak yazdı. Bu karmaşık süreç hem Masumiyet Müzesi adlı romanda hem de müze kataloğu - Şeylerin Masumiyeti’nde anlatılmaktadır.
Masumiyet Müzesi’nde yeni olan nedir?
Müze, romanda sözü edilen eşyaları ve imgeleri sergileyerek, hikâyeye uygun bir atmosfer yaratır. Aynı zamanda hem kurgusal bir müze hem de küçük bir “yirminci yüzyılın ikinci yarısında İstanbul hayatı” müzesidir.
Müzede sergilenen eşyalar hangi mantıkla toplandı?
Pamuk sevdiği, hoşuna giden eski eşyaları tanıdıkların evlerinden ve eskicilerden toplayarak işe başladı. Sonra yavaş yavaş Kemal ile Füsun’un hikâyesini oluşturdu. Romana uygun bir eşyayı bir eskici dükkânında görüp alıyor, sonra bu eşyayı yazdığı romanda tasvir ediyordu. Bazan karşılaştığı bir eşya romana yeni bir hikâye sunuyor, bazan da hikâyeye uygun eşya arıyordu. Müzedeki en büyük ve hakiki eşya, bir zamanlar içinde Keskin ailesinin yaşadığı ve sonra müzeye çevrilen binadır.
Romancı Pamuk niye böyle bir müze yaptı?
Tıpkı bir romanını ilk yayımladığı günlerde sorulan, “Bu romanı niye yazdınız?” sorusu gibi Pamuk’un bu soruya verilecek tek cümlelik bir cevabı yok. “Müzeleri sevdiğim için,” Pamuk’un sık sık verdiği cevaplardan biri. Pamuk İstanbul adlı otobiyografik kitabında anlattığı gibi 23 yaşına kadar ressam ve mimar olmayı düşlemiş, sonra birden ikisini de bırakıp romancı olmuş ve içindeki ölü ressamın düşlerini hep görmüştü. Pamuk, bu soruyu müzenin kataloğu Şeylerin Masumiyeti’nin giriş yazılarında tartışıyor.